Kayıtlar

Eylül, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rojava'da Anayurt savunmasına 'insani yardım' hançeri...-Amed Dicle

Osman Çağlayan, Muş Korkut ilçesi Yedipınar köyünden. 1989 doğumlu. Babası Sami Çağlayan, oğlunun bir süre önce 'İstanbul'a çalışmak üzere gittiği ve Ocak'tan itibaren kendisinden haber alamadıklarını' söylüyor. Ailesinin aldığı bilgilere göre Osman, İstanbul Esenler ve Bağcılar ilçelerinde Hira-Der adlı derneğe takılıyor. Sonra aynı köyden 18 yaşındaki Turgut Gökaslan ve 20 yaşındaki Vahit Akdeniz ile bu dernek üzeri Rojava'ya gönderiliyorlar. Bu gençler Rojava'ya gittiklerinde Kürtlere karşı savaştırılıyorlar. Geçtiğimiz günlerde 'Suriye'de şehid olan Türkiyeli mücahitler' ismiyle dolaşıma giren bir videoda Osman'ın 15 Haziran'da öldürüldüğü anlatılıyor. Fotoğrafları da paylaşılıyor. Diğer gençlerden daha haber yok. Baba Sami Çağlayan, 'oğlunun din adı altında kandırıldığını, Rojava halkından özür dilediğini belirtiyor' ancak daha Osman'ın cenazesinin nerede olduğundan haberi yok.  Aynı videoda Antepli Ömer Faruk Yavuzer,

Kürtler istedikleri her şey için cihatçılar istemedikleri her şey için savaşıyorlar

Rojava'da Kürtlerin BAAS ve Küresel çetelerle savaşının haklılık gerekçeleri nelerdir?     Haklı gerekçelere dayanan savaş demek daha yerinde bir ifade. Genelde Türk liberal milliyetçileri bu terimin kapsadığı anlamı bükme adına epey bir hümanite-vicdan-kardeşlik-barışçıl yol gibi terimlerden yararlanırlar. Bunun Kürtler açısından bir karşılığı yoktur. Çünkü Rojava'da Kürtler " istedikleri her şey " için savaşıyorlar, Türk devletine ve küresel cihada angaje çeteler " istemedikleri her şey için " savaşıyorlar. Kürtler gasp edilmiş kültürel, sosyal, siyasal, ekonomik haklarını istiyorlar, bunun için savaşıyorlar. Türk devleti ve küresel cihad çeteleri ise uygar dünyada her millete hak olan bu hakların Kürtlerce kullanılmasını istemedikleri için savaşıyorlar. Kürtlerin savaş gerekçelerinin haklılığı böyle özetlenebilir. Mesela cihatçı çeteler, demokrasi, ulusal eşitlik, özgürlük ve adaleti diğer insanlar için istemedikleri için savaşıyorlar. BAAS çetelerinin d

Macaristan TV2'nin Rojava izlenimleri

Resim

Rojava'da bir fotoğrafın Batufa'sı...

Resim
  Ancak bir romanda bir kayın ağacının  koynunda göllenen, sonra yatağından dalga dalga helezonlar çizerek akıp giden bir dere başında dinlenirlerken, suyla oynarlarken anlatılacak genç kadınlar, genç erkekler Rojava’da her gün kara bayraklı haydutların saldırısına karşı ana yurt savunmasında gece gündüz mevzilere mahkum yaşamak zorunda kaldılar. Böğürtlenlerin, fundalıkların, servilerin, meşelerin gölgelerinde tatillerini geçirmesi gereken Berfinler,Rojdalar, Meryemler Kuzey Kürdistan’da baharı karşılayan bir mart gecesi Türk ordusunun baskınına uğramasının üzerinden henüz yıllar geçmemişken Rojava’da aynı ordunun Arap-Çeçen-Türk karışımı formuna karşı yazın en kavurucu sıcakları altında siperlerde gün bitirdiler, gecelediler.  Özgürleşmiş ülkesinde çekebileceği en fazla zorluk kat kat çamura batmış ayakkabısını çekerken resmedilebilecek Batufa, şimdi Serkaniye’de bir saniye gecikse sırtından, kafasından, ayaklarından vurulmama hesabıyla yavru bir ceylan kadar ürkek sağa sola koş

Rojava'da 'Siyasal Durum...' - Amed Dicle

Bir önceki yazımızda (Okumak için tıklayın:  Rojava'nın siyasal yapısı ) Rojava'daki siyasal şekillenmenin özetini sunmuştuk. Yeni durumla birlikte Rojava'da siyasal bir çekişme-mücadele  başlamış denilebilinir. PYD'nin de içinde bulunduğu Rojava Demokratik Halk meclisi bir tarafı, ağırlıkta KDP eğilimli partilerin içinde olduğu ENKS-Suriye Kürt Ulusal Meclisi diğer tarafı temsil ediyor. Aralarında ciddi vizyon ve perspektif farklılığı olduğu söylenebilir. Tarafların bu durumu olumlu yönetmesi Rojava halkının, Rojava'nın refahı ve geleceği için kazandırıcı bir yarış olur.  Devrim süreci başladığında özellikle Türkiye gibi ülkeler KDP üzerinden ENKS'yi Rojava'da tek muhatap olarak görmek istedi. Bu süreçte Yüksek Kürt Konseyi ilan edildi ve bir kaç gün sonra  Davutoğlu Temmuz 2012'de Hewler'de ENKS temsilcileriyle bir toplantı yaptı. ENKS içindeki bazı partilerle de farklı zeminlerde toplantılar yapıldı. Azadi partisi ve Salahê Bedrettin gibi şahsi

Suriye muhalefetinde, 'Kürt denmeyen Kürt bileşen' sancısı, Mutlu Çiviroğlu analizi

Haber:  MUTLU ÇİVİROĞLU Suriye  Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu’na (SMDGK) hafta sonu  İstanbul  ’da yaptığı toplantıda Kürt Ulusal Konseyi’nin (KUK) koalisyona katılımını onayladı.  114 üyeli SMDGK genel kurulundan 80 üyenin hazır bulunduğu oylamada 54 kişi KUK’un katılımına 'evet' dedi ve katılım kararı oy çokluğuyla alındı.  Üzerinde daha önce anlaşılan ve SMDGK’nin sert tartışmalardan sonra onayladığı anlaşmaya göre: - Kürt ulusal kimliği  anayasa  tarafından tanınacak,  - Kürt sorunu ülkenin genelinin başlıca sorunlarından biri olarak kabul edilecek - Kürtlerin ulusal hakları Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde tanınacak ve yerel idareleri güçlendirmek için âdemi merkeziyetçilik sistemine geçilecek. Fakat devam eden tartışmalardan sonra SMDGK aynı gün içerisinde başka bir karar alarak, ‘Kürtlerle ilgili alınan kararlar Esad rejiminden sonra kurulacak ve Suriye halkını temsil edecek, birinci meclis tarafından karara bağlanacak’ şeklindeki bir maddeyi onayladı. 

Rojavaye Kurdistan Hakkında Çiğ Analizlere Cevaben: THE SILENT REVOLUTION

Resim
                      Hakkı Yenen Bir Politik Deha: Abdullah Öcalan     19 yıl Hafız Esat rejiminin komşu ülkelerle problemlerinden yararlanıp Suriye'de ve Rojava'da birkaç ev alarak Kuzey Kürdistan'daki ulusal devrimi koordine etti. BAAS rejiminin genelde Suriye halkları üzerindeki anayasal baskısına ve Kürtler üzerindeki sömürgeci-milli baskısına karşı doğrudan mücadele başlatmadı, Rojava Kürtlerini Kuzey'de hem parti hem cephe hem de gerilla ordusu içinde savaştırarak muazzam bir sosyal-siyasal birikimin yolunu açtı. Rojava'dan Dersim'e giden gerillalar bu tarihi yürüyüşlerinde ulusal bilinçlenmenin de kilometre taşı oldular. Kürdistan'ın bir ucundaki Dersimliler de Rojava'da akrabalarının varlığından haberdar oldular.       Suriye devletiyle 1998 yılında neredeyse başlayacak bir savaşın gerekçesi oldu Öcalan... Sonrası bilinen hikaye. Tutsaklık döneminin ilk yıllarında saplantılı,abartılı, takıntılı solcu çevrelerin, heyecanlı Kürt milliyetçilerini

Rojava'nın siyasal yapısı... - Amed Dicle yazdı

Osman Sebri 1990 yılında Şam'da hasta yatağında ziyaretine gelen misafirini ayakta karşılamak istedi. 85 yaşındaydı, yürüyecek durumda değildi.  Abdullah Öcalan eğildi, sarılarak kendisini selamladı. Osman Sebri, amcasıyla Şêx Said isyanında tutuklanan, serbest bırakıldıktan sonra 1928 yılında tekrar tutuklanan ve 1929 Türk devletinin baskıları sonucu Suriye'ye göç etmek durumunda kalan yüzlerce Kürt gencinin önde gelenlerindendi. Suriye'ye gittiğinde, Kürt aydınlarının 1927'de Beyrut'ta kurduğu Xoybun örgütüne üye olur.  1925'ten 90'lara kadarki Kürd tarihinin canlı tanığı olan Kürdlerin Apê Osmanı ve Öcalan bu konu üzerine saatlerce sohbet ederler.  Sohbetin bir anında gözlerinden yaşlar akar. Ve Öcalan'a şunları söyler; 'Bizim hayallerimizi gerçekleştiriyorsunuz. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar gururlu olmadım. Artık Kürdistan’ı özgürleştirecek bir örgüt var.'   Öcalan'da aynı düşünceleri dile getirip, 'sizin yol

YPG'nin Til Koçer kuşatması devam ediyor: Son bilanço (Askeri grafik)

Resim
Til Koçer çatışmalarına dair yeni videolar da vardı. Videolarda öldürülen çete elemanları görüntüleri olduğu için yayınlamayı uygun görmedim. Bu tümden kişisel bir tutum.     4 Eylül'de başlayan operasyonlarda önce Til Koçer'e 7 km mesafedeki Xedan ve Mişerfa kurtarıldı. Daha sonraki günlerde Til Koçer'e 3km mesafedeki 7 köy daha kurtarıldı. Irak'ın Musul sınırına sıfır bir köy de  çetelerden alındı. Dünden beri süren çatışmalarda 34 El Qaide- El Nusra militanı öldürüldü. 2 docka ve aracı, 3 BKC ve aracı ile 2 Kanas suiskast silahı ve 9 klaşnikof tüfek de YPG güçlerinin eline geçti.  Ele geçirilen El Qaide mevzilerine YPG bayrağı dikildi Til Koçer'e 3km mesafede ele geçirilen El Qaide karakolu El Qaide'nin en güvendiği doçka araçlarından biri de ele geçirildi.  Bir başka doçka aracı...   YPG'nin ele geçirdiği bir başka silahlı aracı

Final Sahnesi: Rojava Amed Dicle yazdı

Suriye'deki gelişmeler, ülkenin yakın tarihin kötü bir tekerrürünün yaşanması ihtimali ekseninde karmaşık bir hal almaya başladı. Sünnilerin yoğunlukta olduğu muhaliflerin çok başlı olması, Kürtlere yönelik dışlama gayretleri, Kürtlerin örgütlülüğü ve uluslararası güçlerin istikrar değil 'çıkar hesabı' yapması, Suriye'de istikrarın uzak bir liman olduğunu gösteriyor. Şimdiki durum son 50-60 yıllık geçmişin bir sonucudur. Geriye dönüp bir Suriye fotoğrafı çektiğimizde şimdiki tabloyu çok daha net görebiliriz. Suriye 1925-1946 yılına kadar Fransız sömürgesiydi. Fransızlar klasik sömürge mantığıyla yönetebilecekleri siyasal bir yapı oluşturmuşlardı. Ülke üç ayrı merkezde yönetiliyordu 3 ayrı idari yapı vardı. Batıda Aleviler, Güneyde Dürziler, Sünnilerin ezici çoğunluğa sahip olduğu Halep ve Şam'da ise idari siyasal yapılar vardı. Ve Fransızlar bu şekilde durumu kontrol altında tutuyorlardı. Bu siyasal yapı içerisinde Kürtler resmen ve fiilen tanınmıyordu. Frans