Rojava Güncesi (25 Mayıs) , Amed Dicle ve Bahoz Erdal'ın Değerlendirmeleri
Efrin:
Özgür Suriye
Ordusu’na bağlı kimi çeteler Efrin’in Şerawa köyüne ağır silahlarla saldırı düzenledi.
Köy civarında çatışmalar devam ediyor.
Tiltemir:
Suriye El Kaide’si olarak bilinen El Nusra Cephesi’nin desteklediği bir
grup tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucu 1 YPG savaşçısı yaşamını
yitirdi. Saldırı sonucu başlayan çatışmalar devam ediyor.
Qamişlo’ya bağlı Til
Temir’in Bierir köyü Til Temir’e 15 kilometre uzakta, Til Temir-Ebu Rasin yolu
üzerinde bulunuyor. Söz konusu köy, yakın zamanda köylülerin yardım çağrısı
üzerine YPG savaşçıları tarafından koruma altına alınmıştı. (ANF)
Serkaniye’de de El Nusra çeteleri ile YPG
arasında gerginlik olduğu haberleri geliyor.
KNK kongresi:
Brüksel’de devam
eden 13. KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi) genel kurulu devam ediyor. Kongrede
Sayın Barzani’nin birlik mesajı okundu.
PYD lideri Salih Muslim de Rojava’daki demokratik ulus devriminden ve
ulusal birlikten söz etti. Kongreye BDP adına katılan Ağrı milletvekili Xelil
Aksoy da Rojava demokratik ulus devrimini selamladı.
Rojava’nın birçok kentinde ve köyünde Öcalan’a
Özgürlük Kampanyası çerçevesinde etkinlikler de sürüyor.
Analiz:
Bugünkü analiz köşemiz, Azadiya Welat
gazetesine Rojava-Başur gerginliğini Kürtçe yazan Kürt gazeteci Amed Dicle’nin
değerlendirmelerinin özeti:
Siyasi bir
gerilimden ötürü iç savaş koşullarında yaşayan sivillerin sınır kapatılarak
cezalandırılamayacağı açıktır. Günlük yaşam
Rojava’da bu sınırın kapatılmasıyla sıkıntıya girecek. İlaç, yiyecek, giyecek
gibi temel ihtiyaçlar bu sınır kapısından geçiyor ve tek kapı… Oysa Türkiye
bile Kuzey Kürdistan’dan geçen insani yardımlara izin veriyor. Daha önce Kuzeyli
belediyelerin ve sivil kuruluşların yardım konvoyları Kuzey sınırından geçmişti
defalarca. Bir şüpheli grubun yakalanıp bırakılması sonrası gelişen gerginlikte
Rojava ile sınırları kapatmak profesyonel bir yaklaşım değildir. Son süreçte
Hewler'de KCK’nin de iştirak ettiği bir dizi toplantı yapılmasına rağmen bu tip
sınır kapatma olayı birliğe zarar verir. Hewler toplantılarını önemseyen Murat
Karayılan da umutlu olduğunu açıklamıştı oysa… Ayrıca Güney Kürdistan’da son
dönemlerde Öcalan’ı her düzeyde sahiplenen bir inisiyatif mevcutken bu tip
kararlar olası ulusal konferans zeminini de sekteye uğratır.
Genel
Değerlendirme:
HPG komutanı
Bahoz Erdal de Birgün gazetesinden Ertuğrul Mavioğlu’na verdiği röportajda
özetle şunları söyledi:
“Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, Kuzey’de ve Güney’de
oluşan durum, Rojava’daki mücadelenin aktifleşmesini sağladı. Şu anda en güçlü
muhalefet Kürtlerdir. Kürtler Rojava’da şu ana kadar doğru olanı yapıyorlar.
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikası yanlış ve Suriye halkının çıkarlarına
hizmet etmiyor. Muhalefet denilebilecek grubun yanı sıra çetelere de destek
verdi. Türkiye’nin resmi politikası, Suriye’nin gerçekten demokratikleşmesine,
orada yaşayan bütün toplumsal kesimleri tanıyan, saygı gösteren ve bunların
hepsinin bir arada yaşayabileceği bir perspektiften uzaktır. Türkiye’nin
politikası esas olarak Kürt karşıtlığı üzerinedir. Nasıl yapalım da Kürtler bir
statü kazanmasın. Türkiye’nin isteği bunun üzerine. Kürtler tanınmasın istiyor
ve desteklediği muhalif örgütlere de 'PYD’yi desteklemeyin, Kürtleri tanımayın,
statü vermeyin' diye şart koşuyor. Türkiye’nin bu politikası hiçbir çözüm
üretmez, aksine kaosu derinleştirir. Suriye’deki sorun uluslararası boyut alsa
bile, oradaki halkların demokratik birliğini, eşitliğini savunan bir muhalif
hareket olursa, başarılı olur. Kürtler böyle bir muhalefet çıkarsa, birlikte
hareket etmelidir. Fakat şu an böyle bir muhalefet oluşmuş değil. Suriye için
öngörümüz ise, demokratik, çoğulcu, özerkliği tanıyan bir sistem ancak barış
sağlayabilir. Çünkü Suriye’de Kürtler, Aleviler, Türkmenler, Ermeniler,
Süryaniler, Keldaniler var. Toplumsal açıdan aynı Türkiye gibi zengin bir
çeşitlilik söz konusu. Böylesi bir zeminde demokratik barışçıl bir sistem ancak
ülkeyi bir arada tutabilir.”
Yorumlar
Yorum Gönder