Propaganda savaşlarında Kürt cephesi; YPG
Resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz
Politik haklılık
misyonu:
YPG’nin Batı Kürdistan’da çeşitli siyasi grupların desteğini
alması, PKK ile politik-stratejik bağlamda yakın olması 2011 Suriye krizinden
beri YPG’yi giderek Ortadoğu’da en istikrarlı gelişen askeri örgüt yaptı. Her ne
kadar PYD’nin siyasi-lojistik desteği belirleyici olsa da Rojava’daki Kürtlerin
büyük bir çoğunluğunun desteğine sahip. Son 1 yılda ise Rojava topraklarında
yaşayan Sunni Arapların, Hristiyanların, Asurilerin ve kısmen Çeçenlerin de
desteğini arkasına almış durumda. Kuşkusuz Suriye’de yaşanan içsavaşın birçok
tarafının olması ve genelde bu tarafların acımasız, şok edici, işkenceci
savaşçılıkları YPG’ye olan güveni de arttırmıştır. Bu, belki pratik bir avantaj
olabilir, ama esas güven gerekçesini politik amaçlarda aramak lazım. Ulusal kimliği,
ulusal egemenlik hakları gaspedilmiş Kürtleri ve diğer halkları BAAS-Al Qaide
savaşının dışında tutmak politik beceri de ister. İç savaşın başladığı aylarda Kürt
cephesi, birçok kent ve kasabada sadece yönetimi devralmakla kalmadı, aynı zamanda Kürdistani-Kurdi kurumlaşmalar
yaratıp halklar arasında eşit siyasi ve sosyal koşulları sağlayacağının
garantisini verdi, büyük oranda başardı da… Dünya kamuoyu iç savaşta azami
düzeyde insan haklarına riayet eden, işkenceden kaçınan, sosyal ve ticari hayatın
yanı sıra siyasi hayata da saygılı yeni yüzyılın bu pozitif ilginç savaş
örgütünü de tanımaya, tanıtmaya başladı. ABD, İspanya, Macaristan, Almanya ve
birkaç ülkeden onlarca belgeselci, aktivist gazeteci Batı Kürdistan’a giderek yerinde
gözleme imkanı buldu. Son derece olumlayıcı yaklaşımlarla YPG’nin hakkını
teslim ediyor Batılılar…
YPJ’nin etkisi:
YPG’nin kadın ordusu YPJ’nin savaş alanlarında bulunması ise
hem yerelde hem de dünyada şaşırtıcı derecede ilgi çekti. Kürt kadınların askeri
ve politik açıdan erkeklerle aynı yetkilere sahip olmaları, eşit düzeyde
kentlerde ve köylerde görünür olmaları, medyaya poz vermeleri seküler kesimler
açısından mutluluk vericiyken Suriye ve Türkiye’deki muhafazakâr ve radikal
kesimlerle Türkçü-Kemalistler açısından korkutucu, delirtici ve çılgınlık
olarak değerlendiriliyor. Ama Kürt kadınlarının bu cehenneme siyasi-askeri-sosyal kişiliğiyle
meydan okuması ise 4 parça Kürdistan’da son derece heyecanla karşılanmakta. “Rojava
devrimi aynı zamanda bir kadın devrimidir” değil, doğrusu Rojava ulusal
demokratik devrimi kadınının kendisini de aştığı bir devrimdir. Sosyal ağlarda
paylaşılan YPJ’li kadınların fotoğraf ve videoları “güzellik-çirkinlik” oryantalizminden ziyade “hükmeden sıradan insan” profili algısıyla paylaşılıyor. İşin doğrusu
YPG ve YPJ bunu da iyi değerlendiriyor. Propagandanın bu yönü şimdilik oldukça
başarılı. Bir de sayısız YPJ’li kadının “Neden
savaşıyorsunuz?”sorusuna verdikleri cevapları izledim, benim açımdan da oldukça
sürpriz çıkışlara tanık oldum. 18-19-20
yaş aralığındaki kadınlar “Sıradan
yaşantılarımızı özgürleştirmek için savaşıyoruz, eğer bir mesleğimiz olacaksa
bu, özgür Kürdistan topraklarında, özgür seçimlerimizle olmalı.” gibisinden
onlarca ifade duydum. İşin en heyecanlı tarafı ise tüm bunları Kürtçe
söyleyebilmeleri… Kürtçe giderek geleceğin politik dili olmaya aday… Kürt kadın
algısı “kendiliğinden propaganda”
ile artık “ağlayan, zırlayan, şikâyet
eden” konumundan “konuşan, tartışan,
hükmeden, hakkını arayan, söke söke kazanan” konuma evirildi sayılır. Rojava
kadını bunu yaparken sosyal bilimcilerin, feminist ideologların ayrıntılarında
şimdilik boğulmuyor. Cinsiyetsizlik değil, cinsiyetiyle eşitlik talep eden, cinsiyetiyle
döneme hükmeden konumuyla model kadın olma yolunda… Nihai özgür Kürdistan’da
bunun her alanda olumlu sonuçlarını daha net gözlemleme imkânı bulacağız.
Propaganda araçları:
Sterk TV, Ronahi TV, bir ara Nuçe TV bu araçların en başında
geliyor. Ama hala internetten izlenme oranları çok düşük. Görsel kalite
açısından da daha büyük yatırımlara ihtiyaç var bence. Rudaw’ın sosyal
ağlardaki popülerliği, haber ağı, görüntü kalitesi yakalanırsa ve o yazılıma
erişilirse daha çok ilgi görecektir. Hawarnews (ANHA) ise sosyal ağlardaki
Kürtlerin link paylaşamama hastalığına kurban gidiyor sanki. İngilizce, Arapça
ve Kürtçe yayını olmasına rağmen bu internet gazetesi yeterli ilgi görmüyor
kanısındayım. YPG ise yeni yeni twitter ve yuotub’a alıştı sayılır. Herhalde birinin
çıkıp twitterdaki, facebooktaki onbinlerce Kürt’e “Heval, yüklenin ANHA’nın linklerini paylaşın” diye emretmesi
gerekecek.
Amed Dicle: Yerinden
gözlemlerle, akılcı politik izahlar, yorumlar, değerlendirmeler ve haberlerle @AmedDcle
en dikkat çeken isim. İnandırıcı bir habercilik dili, sakin bir hikaye dili,
ağdasız ajitasyonla benim de takdir ettiğim bir gazeteci-haberci.
@avashin :
Birkaç defa hesabı şoven Arap ve Türklerce spamlanmasına
rağmen yeni hesabıyla hem karizmatik hem de askeri terminolojiye hakimiyetiyle
en gizemli sosyal ağ aktivistlerinden. Birçoğuna göre sahadan ve YPG
karargahlarına girip çıkıyor. Bana göre Avrupa’dan ve bu işi oldukça başarılı yürütüyor.
Teyit etmediği bilgiyi yaymıyor. İngilizce twetler ve paylaşımlarla neredeyse
anlık bilgi servis ediyor. YPG’nin Tel Xalef ve Tel Koçer operasyonlarında
muazzam habercilik yaptı. Adeta bir savaş kamerası gibi adım adım operasyonu
izledi. Avrupalı istihbarat analistleri ve aktivistlerle iyi bir iletişim
kurmakta, YPG’nin politik askeri işlerini anlatmayı en iyi şekilde yapmaktadır.
Abartıdan kaçar, cihatçı aktivistlerle
tartışmalarda mizahi üslubuyla tam sosyal ağ alanı için biçilmiş kaftan.
@Arjdnn :
Avrupa’da yaşar. Aylardır YPG’nin politik-askeri işlerine
dair haberler geçer, birkaç dilden yorumlar yapar, tartışmalar yürütür,
ulaşabildiği kaynaklarından sağlıklı bilgi almaya çalışır. Özellikle askeri
alanın politik sonuçlarını analiz eder, yorumlar, yayar. Abartarak bilgi
paylaşma, teyit edilmemiş haberleri servis etmekten kaçınır.
@mergesor :
Siyasi analizlerde, siyasi eleştirilerde, öngörülerde Türkçe
hesapla başarılı gördüğüm bir twitter kullanıcısı değil sadece, aynı zamanda bloğunda
Kürt siyasi ulusal tarihini iyi bir yazar titizliğiyle de araştırır, yazar
yayar. Rojava’nın siyasi tarihi açısından blogu oldukça verimli çalışmalarla
dolu.
Reşo:
İngilizce - Türkçe twitter aktiviteleriyle Rojava’da olup
biten her şey hakkında bilgilendirici bir hesap. Kaynak belirterek foto, haber,
bilgi, video paylaşması ise onu inandırıcı kılıyor.
@global_hain , @focuspolitique ve bu blogu da sizin
takdirinize bırakıyorum
Sonuç:
Aslında genelde Kürt cephesi, özelde YPG, PYD ve Rojava’da
diğer ulusal güçlerin propaganda çalışmaları 3 yıldır Türk-Arap ve Batı
medyasının yanı sıra Güney Kürdistan tabanlı bazı yayın organlarının kara
propagandasını karşılamakla, onların tutarsız, suçlayıcı, şeytanlaştırıcı
devasa gücüne karşı direnç göstermekle geçti. Birbirini taklit eden özel medya harbi
yer yer Şam’da yer yer Ankara’da yer yer Hewler’de kimi zaman da Paris’te,
Londra’da tekrar ediliyor, ama her keresinde çürüğe çıkarılıyorlar bu odaklar.
ANF tabanlı kimi belgeci
ve arşivci arkadaşların Kürtlerin iç sorunlarını neredeyse kışkırtarak büyütme
hamlığı ise anlaşılır değil. Bir savaş cephesinin psikolojik harp boyutu
vardır, ama bu çağda 1930-50 model belgecilik, jurnalcilik kabul edilir değil. Bir
haberin, bir belgenin anında ulaşılacağı bu dönemde daha profesyonel, daha inandırıcı
işler yapması gerekir. Belge ifşa etmede gerekirse profesyonel grafik
tasarımcılardan destek alınmalı ki Türk devleti ve onun medya tabanını zorda
bırakacak yayınlar yapasınız. Büyük amaçlar, iyi niyetlerle kurulmuşolabilir;
ama kısacası Lekolin sitesi facia…
Ayrıca Kürt
basınında Rojava devrimiyle ilgilenen Türk yazarların, solcu yazarların hala
1970 huylu ajitatif gevezelikleri inanın çekilir gibi değil. Özgür Gündem gibi
bir gazete bu kaba-ben merkezci, ajitatif yazarlardan bir an önce kurtulmalı
derim. Twitterden 10 genç Kürt bile bu
işi kıvırır. Bence Öcalan ile bunlar da konuşulmalı. Kendisi binlerce kitap
okuyup neredeyse haftalık fikir esneten ,yoğunlaşan bir liderin emek-tasarım ve
çabayla bugüne gelmiş bir gazeteden bunu isteme hakkı vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder