Batı Kürdistan'da askeri taktik planlama: Aktif Savunma

   Cizira kantonundan çeteler büyük oranda söküldüğünden ötürü aktif savunmanın pratiğe nasıl yansıdığını anlatmakta bir sakınca yok sanırım. Rojava savaşının ileride askeri yönü konuşulacaksa bu taktik planlama herhalde en çok sözü edilen öğe olacaktır: Aktif Savunma
   (Haritaların üstüne tıklayarak büyütebilirsiniz)

Batı Kürdistan’ın doğusunda yer alan Cizre Kantonu birkaç noktadaki BAAS varlığı ve Al Qaide-Ahrar-El Nusra ittifakının hakim olduğu yerler dışında YPG tarafından özgürleştirildi. Temmuz ayında Serekaniye’nin özgürleşmesinden sonra saldırıya geçen ÖSO ve Al Qaide’ye bağlı gruplar aylarca Batı Kürdistan’ın doğusunu ateşe verdiler adeta. YPG önce kazandığı yerleri savunmayı başardı, sonra aktif savunma pozisyonuyla köy köy mevzilerini genişletmeyi başardı. Ekim ayının başlarından itibaren de “özgürleştirme” operasyonlarıyla büyük kasabaları, çete karargahlarını ele geçirdi, bu kantondan çetelerin askeri varlıklarını söküp attı büyük oranda.
  Aktif savunma taktiği: Konumlanan, korunan ya da mevzilenilen bir noktaya, bir bölgeye, bir sahaya düşman tehdidinin algılanarak kırılması demek kısaca… Savunulan mevzinin, köyün, bölgenin, sahanın  çevresinde olası tehlikeleri fark etme, savunma alanlarını gösteri operasyonlarıyla perdeleme, hedef belirleme ve savunulacak alanı tehdit eden herhangi bir düşman varlığını saldırıya geçmeden imha etmek, uzaklaştırmak olarak da anlaşılabilir. Bunun için keşif ve istihkam timleri, pusu grupları, sızma birimleri kullanılır. Vurkaç ile de düşmanın mevzileri saptanır. Devamında asıl hedefi kuşatma ve ele geçirme girişimi başlar. Yani, asıl tehlikeyi bertaraf etmek küçük tehlikelere yanıltıcı eylemler yapılır, düşmanın gücü dağıtılır, sonunda asıl hedef ele geçirilir. Aşağıdaki grafikten aktif savunma daha net anlaşılabilir.



 Noktalı kırmızı oklar : gösteri eylemleri
Turuncu yıldızlar :Elok ve Cafa köylerine yönelik perdeleyici hedefler
Kırmızı oklar: Aktif savunma hattı
Sarı yıldızlar: aktif savunma hattından sonraki durak
Mavi yıldızlar: Süpürme hedefi
4 Eylül’den itibaren Serekaniye çevresine yığınak yapan çeteler, daha önce YPG’nin elinde olan Elok,Cafa ve Mişerfa’yı 11 Eylül’de ele geçirmişlerdi. İŞİD-Al Nusra-Ahrar ul Şam gibi Al Qaide’ye bağlı gruplar ile kimi ÖSO grupları Serekaniye’yi YPG’den almak için tank ve zırhlı araç desteğiyle kuşatmaya başladılar. YPG o günlerde kuşatmayı  kırmak için sabırlı hareket etmek durumunda kaldı. Önce Tel Xalef’ten gelebilecek asıl tehlikeyi bertaraf etmek adına sık sık bu istikamete eylemler düzenledi. Aynı günlerde Elok ve Cafa köylerine de küçük çaplı eylemler yaptı. Amaç, düşmanın güç durumunu, mevzi yerlerini olası hazırlıklarını öğrenmekti. Ardından kısa bir sürede organize olarak 17 Eylül akşamı “aktif savunma” operasyonlarını organize etti. 18 Eylül günü Elok köyünün özgürleştirilmesiyle ilk hamle başladı. 24 Eylül’e kadar ise Cafa, Dardar, Mujebra köyleri dahil 7 köy kurtarıldı. Muhtemelen Tel Xalef’e yönelik yıldırım baskın bekleyen çeteler bu taktik karşısında neye uğradıklarını şaşırdılar. Çünkü Mişerfa’nın YPG’nin eline geçmesiyle ancak Tel Xalef’in güneyinden ve güney doğusundan daha büyük bir kuşatma olduğu anlaşılıyordu. Tel Xalef çemberi geniş atılmıştı. Çeteler çemberin daraldığını anlayınca Tel Xalef’te ancak birkaç mevzi direnebildiler. 3 aşamalı süren operasyon 5 Kasım sabahı Tel Xalef’in alınmasıyla sonuçlandı. Serekaniye ile Tel Abyad arasındaki Mabruka köyü böylece YPG-Çeteler savaşının sınır noktası oldu.
   YPG, Tel Koçer için de aynı aktif savunmayı uygulamış,  birkaç köyü önce ele geçirmiş sonra geri çekilmiş, düşmanın gücünü daha geniş alanlara yayarak parçalamış, en sonunda da 26 Ekim günü  şehrin merkezine girip kontrolü ele geçirmişti.  Bu iki merkezin alınmasından sonra Cizira kantonunun derinliklerine girmiş, saklanmış, sahipsiz kalmış Süryani, Arap, Çeçen köylerini  mesken edinen Al ve Qaide ve onlara bağlı grupları söküp atmak için de aktif saldırı pozisyonuna geçilmişti. Tirbespiye’ve Dirbesiye ile Qamişlo’nun güneyine düşen Tel Maruf merkez hedefli operasyon onlarca köyün kurtarılmasıyla sonuçlandı. (13 Kasım) YPG’nin Qamişlo-Hasaki yolunun güvenliğini sağlama hedefi de böylece gerçekleşti. 
Bölgede hala çetelerin ve rejimin elinde olan noktalar:
Til Hamis ile Til Brak önemli iki belde. Bu iki belde de şimdilik çetelerin denetiminde ama bağlantı yolları çok zayıfladı. Tel Koçer yönüne doğru neredeyse hareketsiz kaldılar. Şimdilik Al Şadadi ve Deyre Zor bağlantıları ve Hasaki’nin güneyi ile irtbatları var. Bu beldelere yakın köyler de çetelerin denetiminde. Rejim de Hasaki merkezde birkaç Arap aşiretine dayanıyor. Ayrıca bu bölgede rejimin azımsanmayacak bir askeri gücü de var. 3-4 bin civarında  asker sayısından ve zırhlı araç birliklerinden söz ediliyor. Bu bölgelerde zaman zaman terörist saldırılar olacaktır. YPG henüz nicelik ve nitelik olarak güçlü bir ordulaşmaya ulaşmış değil. Bunun zemini oluşuyor. Girdikleri köylerde asayiş-ve güvenlikten sorumlu milisler oluşturuyorlar. Kürt olmayanlar için de öz savunma imkânı tanıyorlar. Bölgede sosyal –ticari ve kültürel hayatın normalleşmesiyle YPG’ye olan güven artacaktır. Böylece daha güçlü bir ordulaşma imkânı doğacaktır. Mevcut YPG gücü iç savaş şartlarında kendisinden beklenenin üstünde performans sergilemiştir.
   











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rojava'daki (Batı Kürdistan) askeri durum, cepheler, mevziler, silah durumu: Grafik analiz #WestKurdistanNoPasaran

Kâhta'dan Madagaskar'a Osman Sebrî

Kürdistan’da propaganda savaşları: Kazananlar, kaybedenler